Hukuk yargılaması, diğer bir söyleyişle medeni yargılama, adli yargı mahkemeleri sistematiğinin içerisinde yer alan, gerçek ve tüzel kişilerin (özel-kamu) hukuki ihtilaflarının ve diğer uyuşmazlıkların çözümlendiği yargı türüdür. Hukuk yargılamasında günlük hayatlarında aralarındaki problemleri, ihtilafları veya ihmalleri çözemeyen gerçek ve tüzel kişiler, modern yaşamın artık temel bir dayanağı olan adalet anlayışı içerisinde adliyelerin kendilerine sunduğu hizmetlerden hukuki başvuru haklarını kullanarak sorunları giderebilmektedirler. Müvekkillerimizin talebi doğrultusunda uyuşmazlık konusu ile ilgili avukatlarımız aracılığıyla uyuşmazlığın diğer tarafı öncelikle anlaşmaya davet edilir, anlaşma durumu gerçekleşmezse, alternatif uyuşmazlık çözüm yollarının (arabuluculuk, tahkim vd.) denenmesi müvekkillere çözüm önerisi olarak sunulur, bu yolla da beklentiler gerçekleştirilemezse veya tercih edilmezse dava-icra takibi ikame etmek suretiyle çözüm üretmek noktasında hukuki başvuru yollarına gidilmektedir.
Hukuk büromuzda kanunda ve içtihatlarla belirlenen dava türlerinden faydalanılarak, özel hukuk alanındaki hukuki uyuşmazlıklar, alanında uzman avukatlarımız tarafından çözümlenmektedir. Özel hukuk alanına giren uyuşmazlıklar için avukatlarımızdan randevu alarak detaylı bilgi temin edebilirsiniz.
Dava Çeşitleri
Eda davası
MADDE 105- (1) Eda davası yoluyla mahkemeden, davalının, bir şeyi vermeye veya yapmaya yahut yapmamaya mahkûm edilmesi talep edilir.
Tespit davası
MADDE 106- (1) Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir.
(2) Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır.
(3) Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz.
Belirsiz alacak davası
MADDE 107– (1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.
(2) (Değişik:22/7/2020-7251/7 md.) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün
olduğunda, hâkim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir. Aksi takdirde dava, talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanır.
(3) (Mülga:22/7/2020-7251/7 md.)
İnşaî dava
MADDE 108- (1) İnşaî dava yoluyla, mahkemeden, yeni bir hukuki durum yaratılması veya mevcut bir hukuki durumun içeriğinin değiştirilmesi yahut onun ortadan kaldırılması talep edilir.
(2) Bir inşaî hakkın, dava yoluyla kullanılmasının zorunlu olduğu hâllerde, inşaî dava açılır.
(3) Kanunlarda aksi belirtilmedikçe, inşaî hükümler, geçmişe etkili değildir.
Kısmi dava
MADDE 109- (1) Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir.
(2) (Mülga: 1/4/2015-6644/4 md.)
(3) Dava açılırken, talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmiş olması hâli dışında, kısmi dava açılması, talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmez.
Terditli dava
MADDE 111- (1) Davacı, aynı davalıya karşı birden fazla talebini, aralarında aslilikferîlik ilişkisi kurmak suretiyle, aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Bunun için, talepler arasında hukuki veya ekonomik bir bağlantının bulunması şarttır.
(2) Mahkeme, davacının asli talebinin esastan reddine karar vermedikçe, fer’î talebini inceleyemez ve hükme bağlayamaz.
Seçimlik dava
MADDE 112- (1) Seçimlik borçlarda, seçim hakkı kendisine ait olan borçlu veya üçüncü kişinin bu hakkı kullanmaktan kaçınması hâlinde, alacaklı seçimlik dava açabilir.
(2) Seçimlik davada mahkeme, talebin hukuka uygun olduğu sonucuna varırsa, seçimlik mahkûmiyet hükmü verir.
(3) Seçimlik mahkûmiyet hükmünü cebrî icraya koyan alacaklı, takibinin konusunu, mahkûmiyet hükmünde yer alan edimlerden birine hasretmek zorundadır. Ancak, bu durum, borçlunun, diğer edimi ifa etmek suretiyle borcundan kurtulma hakkını ortadan kaldırmaz.
Topluluk davası
MADDE 113- (1) Dernekler ve diğer tüzel kişiler, statüleri çerçevesinde, üyelerinin veya mensuplarının yahut temsil ettikleri kesimin menfaatlerini korumak için, kendi adlarına, ilgililerin haklarının tespiti veya hukuka aykırı durumun giderilmesi yahut ilgililerin gelecekteki haklarının ihlal edilmesinin önüne geçilmesi için dava açabilir.
Hukuk büromuzda kanunda ve içtihatlarla belirlenen dava türlerinden faydalanılarak, özel hukuk alanındaki hukuki uyuşmazlıklar, alanında uzman avukatlarımız tarafından çözümlenmektedir. Özel hukuk alanına giren uyuşmazlıklar için avukatlarımızdan randevu alarak detaylı bilgi temin edebilirsiniz.